[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Oyuncu Hakan Yılmaz hakkında çevrenizde hiç olumsuz konuşanı duydunuz mu?Her ünlü isim ya da her ünlü oyuncu hakkında insanların kafasında
olumlu ya da olumsuz mutlaka bir düşünce vardır. Bazı isimleri çok daha
sempatik bulurken bazılarını daha az beğeniriz; hatta hiç
beğenmediklerimiz de olur. Genel olarak Hakan Yılmaz denince kafamızda
samimi, mert, sevimli, komik bir adamın belirmesi boşuna değil. Çünkü
Hakan Yılmaz tepeden tırnağa pozitif enerji veren ünlü oyuncularımızdan.
Son yılların kendinden çokça söz ettiren başarılı oyuncusu Hakan
Yılmaz’la ATV?de başlayacak olan yeni talk şovu Hakan Bey’i, Yahşi
Cazibe’yi ve televizyonu konuştuk.TV izleyicisinin Hakan Bey’le yeni ve
eğlenceli bir talk şova kavuşmasına ise artık saatler kaldı.
-Yahşi Cazibenin başarılı olmasının sırrı ne sizce?H.YILMAZ: Yahşi Cazibe’de doğru bir ekibin bir araya
geldiğini düşünüyorum. Yazar ekibinden yapım ekibine, teknik ekipten
cast’ın doğru yapılmasına kadar her şey etkili oldu herhalde. Aslında bu
işlerin bir sırrı yok. Bir bakıyorsunuz bu iş tutmaz dediğiniz iş
yıllarca devam ediyor. Ya da çok masraf edilen projeler iki üç bölüm
sonra batabiliyor. Bu tamamen seyirciyi yapılan işe ve oynanan role
inandırabilmekle alakalı. Eğer izleyiciyi inandırabiliyorsanız yani
orada rol yaptığınızı anlamıyorsa seyirci, demek ki doğru yoldasınız
demektir. Önemli olan doğru oynamak, yazılanı doğru satmak sonuçta
samimi olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Başarının sırrı bence bu.
Yahşi Cazibe, insanların çoluğuyla çocuğuyla yani ailece
izleyebilecekleri bir sitcom. Bizi yedi yaşındaki çocuk da, altmış
yaşındaki teyze de hiç rahatsız olmadan izliyor.
-Yahşi Cazibe’de canlandırdığınız ’Kemal’ karakteri ile gerçek hayattaki Hakan Yılmaz’ın karakteri birbirine benziyor mu?H.YILMAZ: Tamamen apayrıyız. Sadece tip olarak
benziyoruz birbirimize. Yürümesi, oturup kalkması, bazı konuşmaları ben
doğal oyunculuktan yana olduğum için Kemal’le benziyoruz. Ama karakter
olarak hiç benzemiyoruz.
- Bu farklılığı biraz açar mısınız? Kemal nasıl bir karakter; Hakan Yılmaz nasıl bir karakter?H.YILMAZ: Kemal, yerine göre sünepe yerine göre ise
maço. Patronundan korkan, para için evlilik yapan bir kişi. Bunu normal
hayatta Hakan Yılmaz hayatta yapmaz tabii. Ama oradaki Kemal, bunu
yapabiliyor. O yüzden karakter olarak Kemal’le çok fazla örtüşmüyoruz.
-Yeni sezonda Yahşi Cazibe’de değişiklikler olacak mı? Sürprizler var mı?H.YILMAZ: Finalde Simge, evli olduğumu öğreniyor.
Herhalde önümüzdeki 7-8 bölüm buna ikna olmayacak. Ya da inanmamaya
çalışacak. Ama sonunda evli olduğumu öğrenecek. Gani Müjde’den aldığım
tüyoları veriyorum size. Bunun dışında Vural Çelik ekibimize katılıyor.
Karşı komşu Ejder’in kardeşi olarak. Biraz da onunla uğracağız galiba.
Yani, diziden çıkan yok ama gelen var.
- Dışarıda insanlardan Yahşi Cazibe ile ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?H.YILMAZ: Çok enteresan. Halk sanki ikiye bölünmüş
gibi. Simge’yi sevenler var, Simge’den nefret edenler var. Cazibe’yi
sevenler ve de nefret edenler var. Bana en çok gelen sorular ’bu zil ne
zaman çalmayacak? ’, ’ne zaman Cazibe’yi öpeceksin? ’ bunun dışında
’Simge’yle mi yoksa Cazibe ile mi evleneceksin? ’ diye soranlar var.
Demek ki hikaye insanlarda merak uyandırıyor. Bakalım önümüzdeki sezonun
sonunda eğer dizi devam etmezse final olursa mutlaka ihtimallerden biri
gerçekleşecek. İkisinden biriyle evleneceğim. Ya da ikisiyle de
evlenemeyip bekar kalabilirim.
-Çok ilginçtir Simge veya Cazibe ile ilgili sevenleri de
sevmeyenleri de var dediniz. Ama sizinle veya oynadığınız karakterle
ilgili hiç olumsuz tepkiler duymuyoruz. Bunun sebebi nedir acaba?H.YILMAZ: Bana da hiç olumsuz tepkiler gelmedi.
Oynadığınız rolü hiç sevmedim diyene de rastlamadım. Birkaç bayan
izleyiciden ’Ooo bir yanda karın bir yanda sevgilin’ şeklinde tepkiler
aldım. Tabii bu erkekler tarafından sevilen bir durum.
-ATV’de cumartesi gecesi yayınlanacak olan Hakan Bey adlı
talk şova başlayacaksınız. Bu proje nasıl doğdu. Çünkü siz daha önce
talk şov yapmadınız?H.YILMAZ: Bu proje aslında 5-6 yıldır bizim
aklımızda vardı. Kardeşim Serkan’la hep bu konuyu konuşuyorduk. Zaten
Hakan Bey’i de beraber yapıyoruz. Program yapalım diye konuştuk ama hep
uygun zamanını bekledik. Son bir yıldır bu işin vaktinin geldiğini
düşündük. Yahşi Cazibe güzel gittiği için Hakan Yılmaz adı güzel bir
ivme kazandı. Yaptığımız işler çok şükür hep başarılı gidiyor. Sonra
ATV’de yöneticilerle ile oturduk ve onlara bir talk şov yapmak
istediğimizi söyledik. Onlar da bizi desteklediler. Ardından editörlerle
bir araya geldik ne yapalım, nasıl yapalım diye. Bu süreç yaklaşık 8-9
ay sürdü. Son bir ayda da iyice canlanmaya başladı. Hakan Bey bu ayın
6’sında cumartesi gecesi başlıyor. Hoş, sıcak bir program olacak. Ben
evde misafirlerimi nasıl ağırlıyorsam aynı o şekilde olacağız. Sohbet
edip şarkılar söyleyeceğiz. Başka sürprizlerimiz de olacak. Büyük bir
dekorumuz var ama bir gecekondudaki gibi samimi muhabbetimiz olacak.
-Hakan Bey’de başka neler olacak?H.YILMAZ: Dizilerde farklı karakterlere
giriyorsunuz. Üzerinize başka başka elbiseler giymek gibi bir şey bu.
Ama Hakan Bey’de sokakta, evde nasılsam öyle olacağım. Başka bir maske
olmayacak. Sadece takım elbise giyip evime misafirlerimi ağırlamış
olacağım.
Programda Karadenizli ve biraz asabi Yunus Hocamız var. Ben de Rizeli
olduğum için o dile biraz hakimim. O, benim yıllardır oynamak istediğim
bir karakterdi. Sonra Kelamist diye kelime öğreten bir köşemiz var. O
köşede Yekta diye bir hocamız olacak. Bunun dışında Bombacılar diye bir
köşemiz var. Burada iki tane bombacının hikayesi konu edilecek. Her
geçen dönem programın üzerine bir şeyler daha koyacağız. Seyirci hangi
tiplemelerden hoşlanırsa o karakterin üzerine daha çok gideceğiz. Bunun
dışında nazımızın geçtiği isimleri skeçlerde görebilirsiniz.
- Hakan Bey, bir talk şov. Farklı bir formatta ve canlı
yayında seyircinin karşısına çıkacaksınız. Bundan dolayı stresiniz veya
heyecanınız var mı?H.YILMAZ: Bir kere format itibarıyla seyirci gerçek
Hakan Yılmaz’ı görecek. İzleyici beni dizide olduğum gibi görmeyecek.
Herhangi bir stresim de yok. Çünkü bugüne kadar ben 200-250 kere canlı
yayın yaptım. O konuda tecrübeme güveniyorum. Oto kontrolüm vardır.
Ayrıca canlı yayın trafiğini iyi bilirim. Yeter ki büyük çaplı bir
aksilik yaşamayalım. Gerisi akıp gidecektir. Canlı yayınları seviyorum.
Başladı mı bitirmesi kolay oluyor. Yeter ki başlasın.
-TV ile aranız iyi mi?H.YILMAZ: Hiç iyi değil. Ama yeni programımıza
başlayacağımız için daha çok TV izlemeye çalışacağım. Ben normalde evde
TV açan bir adam değilim. Kendi dizimi bile bana dvd yolluyorlar öyle
izliyorum. Mesela, Behzat Ç. ’yi daha yeni keşfettim. Gerçekten çok
güzel bir diziymiş. İnternetten izliyorum. Çünkü çekim günlerime denk
geldiği için izleyemiyordum. Muhteşem bir iş, çok beğeniyorum. Emeği
geçen herkesi alnından öpüyorum. Akşamları eve geldiğimde mutlaka 1-2
bölüm izleyip öyle yatıyorum.
-Başka ne gibi programlar izliyorsunuz? Mesela, haberleri veya tartışma programlarını izler misiniz?H.YILMAZ: Tabii. Siyaset Meydanı olsun başka
tartışma programları olsun yakalarsam mutlaka izliyorum. Tartışma
programı varken gidip de başka kanalda dizi izlemem. TV fazla izlemem
ama gazete ve internetten gündemi takip ediyorum.
TV beni bazen çok yoruyor. Zamanla yarışıyoruz. Ben de bu işin içinde
olduğum için işlerin nasıl döndüğünü biliyorum. Tamam, yapılan işlerde
çok emek var. Ama bir kakofoni oluşmaya başladığını düşünüyorum. Her
kanalda bir dizi ardından bir dizi daha. Diziler zaten çok uzun. Kendi
dizimi izlerken bile bayılıyorum artık. 90-95 dakika çok uzun bir süre.
Kendi dizimden bile çok uzun diye fenalık geliyor. Onun için fazla dizi
seyredemiyorum. Benim bir dizi izlemem demek 2-2.5 saatimi feda etmem
demek. Açar bir kitap okurum, ya da müzik dinlerim daha iyi.
-Ezel’i izlediniz mi? O da medyada çokça konuşuldu.H.YILMAZ: Ezel’in 5-6 bölümünü izledim. Kurgusu,
flashback’leri çok hoşuma gitti. Ama daha sonra çekimler başlayınca
diğer bölümleri kaçırdım. Sonra Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin de ilk 5-6
bölümünü izledim. Yine çekim günleri denk geldiği için sonraki bölümleri
izleyemedim. Öyle Geçer Zaman Ki bence güzel hikayesi olan ve çok güzel
çekilen bir iş. Geçmiş dönemi anlatıyor. Dizide benim de yaşadığım o
dönemlerden kalma nüansları yakalıyorum. Behzat Ç. de söylediğim gibi
çok hoşuma giden bir iş. Çok doğal oyunculuklar var. Ben de doğal
oyunculuğu çok seviyorum. İzleyiciyi çok inandırıyorlar. Oradaki
oyuncaların çoğunu tanıyorum. Tanımasam hepsine de gerçekten polis
derim.
- Peki, takip ettiğiniz yabancı dizi var mı?H.YILMAZ: Değişik dönemlerde 24’ü, Lost’u ve
Spartacus’ü takip ettim. Fazla vaktim olmadığı için bu dizileri daha çok
internetten izleyebildim. Son bir buçuk yıldır gerçekten yoğunum. Hafta
sonları çocuğu almam lazım. Onunla ilgileniyorum. Yeni sezonda ne
olacak bilemiyorum. Hem dizi, hem yeni şov programı derken bu sene biraz
yorulacağız galiba. Ama olsun.
-Bugüne kadar komedi içerikli projelerle ekrana geldiniz. Artık komediden farklı yapımlarda da olmayı düşünüyor musunuz?H.YILMAZ: Gerçekten de hep komedilerde oldum. Bir
dönem biraz da komedi dışında başka projelerde olmak istiyorum diye
düşündüğüm oldu. Sonra insanları güldürmenin daha çok hoşuma gittiğine
karar verdim. İnsanların dışarıda bana gelip ’abi akşam bizi ne çok
güldürdün’ demeleri beni daha da motive ediyor.
-Mesela, kötü bir karakteri oynamak istediğiniz oluyor mu?H.YILMAZ: Böyle bir karakteri belki ileride sinema
filminde ya da tiyatroda oynayabilirim. TV’de insanlar beni böyle görmek
istiyorsa görsünler diyorum. Yani, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek
yok.